29 Eylül 2008 Pazartesi

yaşamla ölümü ayıran çizgi...

milliyet gazetesinden alıntıdır.

türk spor tarihinin en köklü kulüplerinden biri olan, 105 yıldır formasında siyah-beyaz renkleri kullanan beşiktaş spor kulübüne, renk uzmanından "enerji gücünü artırması" için "renklerini değiştir" önerisi geldi. yurt içi ve yurt dışında uzun yıllar araştırmalar yapan renk center
psikolojik danışmanlık eğitim merkezi’nin sahibi renk bilimci metin yahya üster, aa muhabirine yaptığı açıklamada, beşiktaş’ın simgesi haline gelen siyah ve beyazın aslında birer renk olmadığını öne sürdü. "bize göre beşiktaş’ta renk yok. çünkü siyah ve beyaz renk literatüründe
renk olarak kabul görmüyor" diyen üster, beyazın, renkleri meydana getiren bir çıkış noktası, siyahın ise renklerin kaybolduğu karanlık bir alan olduğunu ifade etti. üster, renk biliminin meydana gelişinde beyazın anaç olarak doğurgan bir renk potansiyeline sahip, temizlik, şeffaflık ve romantizm salgılamasına rağmen beyazda aktif bir güç olmadığını söyledi. üster, siyahta ise ölümü getiren, matemle iç içe olan, olumsuzluğu salgılayan bir enerji olduğunu savunarak, şöyle konuştu: "bize göre beşiktaş’ta renk yok. çünkü siyah ve beyaz renk literatüründe renk olarak kabul görmüyor. bir futbol takımının futbolcularının ten temaslı
giydiği forma renklerinin sahada futbolculara enerji vereceğini düşünürsek, bunu yasal doping olarak kabul edebiliriz. renkler bir kulübün sahip olduğu enerji potansiyelleridir. logo renklerinden tutun kulüpteki bütün renk görünümünün veya renksizliğin, o kulübü olumlu ve olumsuz yönde etkileyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın." beşiktaş’ın kurulduğu günlerde kırmızı rengi de kullandığını belirten üster, "beşiktaş’ın rüşdünü ispatladığı dönemlerin, o dönemler olduğunu saptıyoruz. sonra çeşitli sebeplerden ötürü kulübün kırmızıyı terk edip
renksizliğe dönüşüyle enerji gücünü kaybettiğini biz uzmanlar olarak tespit etmekteyiz" dedi.
üster, kulübün renklerini değiştirmesini ya da "siyah-beyaz" yerine "beyaz-siyah" olarak anılmasını önerdi. beşiktaş’ın "siyah-beyaz" olarak anılmasının enerji gücünün daha da düşmesine neden olduğunu iddia eden üster, amaçlarının "biz beyazla doğduk, siyahla öleceğiz" duygusunu benimseyen beşiktaşlılara ve bütün beşiktaş camiasına katkıda bulunmak olduğunu ifade etti. beşiktaş gibi siyah-beyaz formayla mücadele eden juventus’un başarılarında ise ekonomik durumunun ön plana çıktığını kaydeden üster, beşiktaş’ın
"kırmızı-turkuaz, turuncu-mavi, sarı-mor, yeşil-koyu pembe" renk gruplarından birini kullanmasını önerdi.

Yani şimdi ne desem boş. Renk Bilimci de ne? Eğer buysa tüm renk bilimcilerin kafasına sokayım. Ben buradan okudum. Aynı başlıkta arkadaşlar bir güzel cevaplamış zaten buradan da cevap verip adamı iyice meşhur etmeye gerek yok. Sadece Beşiktaş'la ilgili Zeki Demirkubuz'la yapılmış upuzun ropörtajdan kısa bir bölüm sunmak istiyorum. Alemin en kral blogu Futbol * Sinema * Bira'dan alıntıdır:

Siyah-beyaz rengin en büyük özelliği de odur; Dünyanın en büyük tezatlığıdır.

Bugün baktığım zaman inanın Beşiktaş dışında bir sürü şey artık bana ülkede boş gelmeye başladı. Çünkü insan biraz da böyle. İnsanın yüksek bulduğu, değer verdiği, akıldışı bile olsa bir şeyler olmalı. Öbür türlü hayatı yaşarken zorlanmaya başlıyoruz.

Kimse bana "Beşiktaşlı ol" demedi, Isparta'da öyle bir gelenek de yoktur zaten. Herkes ya Fenerliydi ya Galatasaraylı. Ben, o resimden o futbolculardan, özellikle de Kör Tuğrul'dan, Kör Tuğrul'un o tipsizliğinden etkilendim. Bazı insanların içinde doğal olarak var bu demek ki: Ben hayatta da güzelleri, yakışıklıları merak etmedim hiç. Bugün filmlerimde de bu var, hep daha karanlık şeyleri merak ettim.
Zeki Demirkubuz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder