31 Aralık 2010 Cuma
bayrak töreni
26 Aralık 2010 Pazar
maddeleyelim
- dex çok hızlı bitti burada. bir bölüm için bir hafta beklemeye, ritüelim eşliğinde onu izlemeye o kadar alışmışım ki burada 5 bölüm izlenmemiş dexe ulaşınca bir değişik oldu. mal ceren de ben daha izlemeden sezon sonuyla ilgili sanki dexim ölüyormuş ya da hapse atılıyormuş laflar edince son bölüm zehir oldu, diken üzerinde izledim. ve tabii ki yüce rabbim mayami diyor ve dizi devam ediyor. inşallah dexter kendi bastonuyla adam öldürene kadar devam eder.
- o karının gitmesi de güzel olmuş. çocuklar gelsin, tekrar aile olsunlar, babalık sorunlarıyla boğuşsun.
- en güzel yol avcılar-okmeydanı e5, ikincisi foça-izmir. kodunu hatırlamıyorum o yolun. başka yol olmaması lazım zaten. ne yağmur yağdı arkadaş.
- ilk istikametimi verdim. hayırlı olsun 1. bölüğe.
- çok garip asker(er) gelenekleri var dışarıya hiç askerlik anısı diye çıkmayan.
- iki ajandalı hayata başladım. babam görse ağlar.
- vatani görevi az biraz yoluna koydum. odayı düzeltmek lazım. bir de artık işlere başlamak.
- hmm sonra gelecek teknoloji var. silahlı kuv. dergisi var.
- apartmanın kapısına her sabah zaman takılıyo. geri dönebildiğim her akşam da aynı gazeteyi aynı yerinde buluyorum. millet beleş sirkeye baldan tatlıdır diyor apartmanım beleş zamanla götünü bile silmiyor. bu nays. bugünkü kapakları bombaymış. eski bir astsubay demiş ki birinci orduda herkes biliyordu darbe planını, neler yapılacağını. allahtan kalp krizi geçirdi de(ordu komutanı Şenuygur galiba) darbe olmadı. vay amına koyim bu haberi yazan, ilk sayfaya taşıyan ya askerlikle ilgili hiçbir şey bilmiyor ya da gazetelerini sadece salakların okuduğunu sanıyor. darbe gibi hayvani bir şey olacak ve bu astsubayına kadar söylenecek. yok anasının amı.
- bu beyin özürlüler bir ara da bülent arınç'a tsk suikast düzenleyecekti allahtan yakalandılar diye ankarada bi kaç askeri gözaltına almışlardı hatırlarsınız. yok adamların üzerinden haritalar çıkmıştı şöyle büyük suikasttı böyle büyük boktu. haftalarca yer gök inledi. cevahirinkinden farklı bir tonlamayla: nooldu? bir bok olmadı. konuyla ilgili bir dava bile açılmadı, haberler palavra çıktı. haftalarca sikilen beynimiz için, yıpratılan ordumuz için kimse bir çift laf etti mi?
- bir hafta önce Sarp Öztürk kürtçe bilmediği, kürtçe şarkı söylemediği için öldürüldü. fazla televizyon izleyemediğimden heralde hepimiz sarp'ız hepimiz türküz diyerek eylem yapan binlerce kişiyi göremedim.
- sonracığıma dün "aile şerefi" vardı trt'de. nöbetimi güzelleştiren on numero film.
- onlarca defa girmişimdir twitter'a hala çözemedim mevzuyu. kim kime yazıyo kendine yazılan nerden anlıyo, neden kendi duvarından cevaplıyo falan filan. bu kadar insan kullandığına göre kullanıcı dostu olsa gerek de bi ben anlamadım heralde. ayrıca tabii ki yapacağım son şey twitter'ı aktif kullanmaktır. friend feed kral bak. ne alakaları var diyeceksiniz çok alakası var da üşenirim anlatmam. friend feed siker. onu da kullanmıyorum, o ayrı.
- basılı "yeniçağ", basısız "odatv". yeniçağ'dan yorum, odatv'den haber. bazen bir de paslaşıyorlar çok güzel oluyor.
- yeniçağ yıllardır bunlar sevr şartlarını yaratmak istiyorlar dedi milletse bunlar aşırı milliyetçi kafalarından kuruyorlar dedi. yeniçağ bugün manşetiyle haykırmış. nooldu?
- jandarma istihbarat seni seviyorum.
23 Aralık 2010 Perşembe
22 Aralık 2010 Çarşamba
manevra mermilerini gömelim artık
yarın kubilay'ın bilmem kaçıncı yıl dönümü. daha 2 gün önce anıtını görmeye gittim de tören hazırlıkları olduğu için almadılar. hazır kıta komutanıymış heralde. yürekli aslan parçası. bin tane menemen olayı oldu binlerce kubilay'ımızı kaybettik, kaybediyoruz. kubilay hocam belki senin kadar insan hayatına değer vermiyorum diye kızarsın bana ama çıkaralım artık manevra mermilerimizi. takalım izli mermimizi, yerimizi de belli edelim hedefimizi de.
size de cumhuriyet için görev yaparken kurşunlanıp ardından kafası kesilerek öldürülen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ı katlinin 80. yıldönümünde bir dakika düşünmek yakışır. olayla ilgili ayrıntı için. kubilay da mustafa muğlalı paşamız da rahat uyusunlar.Kubilay devrim uğruna, vatan sevgisi ve bütünlüğü yolunda yalnız başına, kuvvet hesabı yapmayan bir idealist vatanseverlik örneğidir. Kubilay, millet yolunda canını her an fedaya hazır olan geleneksel Türk yaradılışının müstesna abidesidir.
İsmet İnönü
19 Aralık 2010 Pazar
onbaşı yüzbaşı binbaşı
ilk günler böyleydi.
gir. çıkar. çek. kontrol et, bırak. sayarak düş. emniyete al, tak. kontrol et çık.
şimdi böyle. bi de aralarda "KOMUT DİNLE!" mis.
17 Aralık 2010 Cuma
sonunda
16 Aralık 2010 Perşembe
6 Aralık 2010 Pazartesi
bende sorun yok
metro karşısı 166. sokak küçükparktaki full esyalı evime ''birbirimizi sindireceğimiz ve maddi durumu kesin olan'' ev arkadaşı arıyorum... 50656302**... arayamayan öğrenciler için mesajlaşabilirim detaylar için.. "
allasiz birbirimizi sindireceğimiz ne demek? hayır çiğdemi gevreği anlarım da o kadar mı fark var kelimelerimiz arasında?
düzeltme: (") işareti arası internette gördüğüm bir ilandır. salaklara açıklama.
5 Aralık 2010 Pazar
3 Kasım 2010 Çarşamba
15 Ekim 2010 Cuma
bana kurşunlar
traştır.
3 Ekim 2010 Pazar
26 Eylül 2010 Pazar
9 Temmuz 2010 Cuma
sonunda
ek: fetu cemaatinin dergisi "aksiyon"a konuşan ABD Ankara Büyükelçiliği “Siyasi İşler Müsteşarı” John Kunstadter “Cenab-ı hak nasip ederse fotoğraftaki kabiliyetimi geliştirmek istiyorum” demiş yıllar önce. amin. cunta-pkk kapağıyla da görev devam ediyor. durmak yok...
son olarak da bir önceki yazıda söylemeyi unutmuşum mali şahin neden açıklamayı içişleri bakanlığından istememiş de genelkurmay'dan istemiş? eğer jandarma'yla ilgili merakın varsa barış halinde içişlerine soracaksın. yoksa mali kankası bakana telefonla, düşmanı tsk'ya medyayla mı iletmiş sorusunu?
22 Haziran 2010 Salı
ben de üzülerek söylüyorum
Meclis başkanı diyor ki "TSK'dan cevap bekliyoruz". Bunu TSK'nın açıklamasından sonra söylüyor. TSK yapacağı açıklamayı yapmış şuraya şu zaman saldırıldı çatışma çıktı onlardan şu kadar ölü var bizden bu kadar ölü, yaralı var diye. Senin bunun üzerine hala bir cevap beklemen ne iştir? He aklında soru varsa koca başkansın çağır yanına bir kurmay dinle. Televizyona nasıl böyle bir laf edilebilir?
Tayyo, inatla teröre destek verenler diyerek hayal dünyasında birilerine düşman oluyor. Teröre kendisi ve partisinden daha fazla kimsenin destek veremediği(bdp dahil) dönemde yükselt sesini bağır, yarar işe doğrudur.
Hünkarımız diyor ki "bir kısım medya bilerek veya bilmeyerek çok üzülerek söylüyorum terör örgütünün yandaşlığını yapıyor." Bir iki dakika sonra da diyor ki memleket çok demokratikleşti bakın medyamız artık yazılamayanları yazıyor. Teröre destek veriyor denen manşetler "şu kadar şehit var, Türkiye ağlıyor, hükümet nerede" gibi. Özgür olan, değerlimizin sevdiği manşetler ise "asker, okul bombalayacaktı", "pkk'yı asker yönetiyor"... gibi. Çok hoş. İki gün önce karakola saldırılsın, bugün otobüs patlatılsın padişahımız çıksın hâlâ alttan askere kaysın. Mis gerçekten.
Daha mis olanı iki gün sonra Kılıçdaroğlu seçeneksiz seçmenin tepki oylarını toplayıp koalisyon başkanı olacak. Hiç iç açıcı değil. Baykal, bak ben başkan değilim ama partime hizmete devam ediyorum saçmalığını bırakıp seçimden en az 4-5 ay önce tekrardan Chp'nin başına geçmelidir. Kılıçdaroğlu'nun sümsüklüğü de o korkak kafasının kendini dahil hissettiği kimlik de ülkenin bulunduğu durumda zararlıdır. Kılıçdaroğlu-mhp anlaşamaz bu bir. Kılıçdaroğlu geçtiğimiz 8 yılın hesabını soramaz bu iki. Tüm dünyada krizin olduğu, hemen yanındaki yunanistanın boka battığı dönemde akp'ye en yüksek sesi ekonomi üzerinden çıkarman normaldeki etkiyi yaratmaz. Derdimiz ekonomi değildir.
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
Hukuk istediğini dilinden düşürmeyen, en mühim görevi anayasanın uygulanmasını sağlamak olan Akp'nin cumhurbaşkanı, bilmemne can'ın "anayasa mahkemesinin kararını beğenmezseniz uygulamayın" saçmalığına susarak onay vermiştir.
Şiddete şiddetle karşılık vermeyeceğiz diyor hikmetli başbakanımız. Teröre karşı "öteki yanağını çevirme" politikasını benimseyen başka bir ülke var mıdır bilmiyorum. Şimdi bir de taşeron mevzusu çıktı. Ülkeyi taşeron firma cennetine çeviren AKP'nin başı fazla çaktırmadan diyor ki bir ülke pkk'ya destek veriyor. Kim canım o zaman? Böyle bir aciz açıklama olabilir mi? Eğer varsa kanıtın, dersin ki o ülkeye sikerim götünü. Kim olursa olsun dersin bunu. Mesele yine arkada bitiyor. Varsa dersin dediğimi. Eğer bir kanıt ya da o dediğimden yoksa bunu diyecek susarsın, saçmalamazsın. En azından adam sanarlar(birileri).
Otobüsle evine giderken Pkk'lıların molotoflu saldırısına maruz kalan Serap kurtarılamamıştı.
19 Haziran 2010 Cumartesi
5 Haziran 2010 Cumartesi
belki bilgisayarıma virüs girdi, (yasal olmayan sitelere) o girdi
hayır en komiği zibidi de olsa hukukçu bu yanlardakiler. ortalarında efsane. it crowd'dan roy gibi. kendini tanıt sorusuna "hosting firmasında çalışıyorum ben" diye başladı. heyecan tabi yasin'iminki çıktı anlattı da hukukçular film, mp3 indirmenin yasal olmadığını belirten tek cümle kurmadı, esas o enteresan.
4 Haziran 2010 Cuma
30 Mayıs 2010 Pazar
profesyonel askerim zaten var. bir de vatansever siyasetçim olsun.
o sırada beş asker ölüyor. artar da. sen orda sakalla şekil yapan zeka küpü okanı izlerken birisi kolundan oluyor. senin sikinde değil, kanal değiştiriyorsun. yarın gidip ahmet altan okuyup saldırıyı TSK'nın yaptığını öğreniyorsun.
allahtan siyasetçilerin var. allahtan teröristleri sınır kapılarında gezici mahkemeyle serbest bırakacak kadar hızlı çalışan adalet sistemin var da senin sınıf arkadaşının, komşunun, gerçek kardeşinin kolunu koparanlar otobüs üstlerinde, yanlarında milletin vekilleriyle eğleniyorlar.
her şey mis. Türkiye cennet vatan.
23 Mayıs 2010 Pazar
22 Mayıs 2010 Cumartesi
21 Mayıs 2010 Cuma
elde var sadece asker.
- Makyajlı, peruk zart zurtla Baykal ve adı geçen diğer milletvekiline benzetilen oyuncular kamera karşısında rollerini oynarlar.
- Görüntü kalitesi hiçbir şey iddia edilemeyecek ama dedikodu yaratacak kadar düşürülerek ufak oynamalarla bahsi geçen kişiler gerçekten videodalarmış gibi gösterilir.
- Görüntü internete düşer.
- Baykal güzel bir konuşmayla istifa eder.
- Chp kurultayında halka yakın, sempatik, genç, düzgün duruşlu ve her kesime hitap eden başkan çıkar.
- Yeni başkan fazla yükselmelerden ve alçalmalardan kaçınarak partiyi ayakta tutarken Deniz Baykal bağımsız bir otorite gibi ülke sorunlarının çözümleri hakkında beyanatlar verir.
- Doğan'la oturulur seçim sonrası vergi affı üzerinde konuşulur, anlaşılır.
- Seçimlere 6 ay kala skandal görüntülerin düzgün çözünürlüklü halinin bulunduğu Dvd nasıl olmuşsa Ak Parti Gençlik Kolları'nın bilmemnesinde bulunur.
- Aylarca haksız ve çirkin iftirayla mağdur edilen Baykal, yeni başkanın gayretiyle olağanüstü genel kurulda başkan seçilir.
- Sonuç: Aylar boyunca bu olay hakkında Baykal'a edilen laflar da dahil her şey Ak Parti'nin üzerine kalır. Artık herkesin bir yakınlık kurduğu Baykal, zaten bilinen genel başkan yardımcısıyla seçimlere girer, siler süpürürler.
3 ay önce Chp her aklı başında insanın, ülkesinin 20 yıl sonraki etnik olarak bölünmüş, islamcılıklık oynanan onursuz halini öngörebilen insanın sırf öyle bir gelecek seçimle engellensin diye oy verebileceği bir partiydi. Bakalım 3 ay sonra nasıl bir Chp olacak. Mıymıntı Kılıçtaroğlu geldi altı okun da üzerine oturdu. Böyle oynaya oynaya iyice yerleşecek. Chp, vatansever çizgisinden ayrılarak tekrar leyla danaları kürsüye çıkaran parti olacak.
Eğer bu süreç dediğim gibi giderse kansız bir rejim devamı çok çok zor. Kan istemediğimden değil, siz kanı istemediğiniz için böyle diyorum. Baykal'dan Chp'yi kurtaracak bir hamle gelmezse üç güdülü parti ve bir de Mhp meclise girer aynı bu haliyle.
Son olarak da demeden edemeyeceğim: Gandi nedir arkadaş?
20 Mayıs 2010 Perşembe
gülmek garanti +rep
Öncelikle Fenerbahçe'ye beni bu kadar güldürdüğü için teşekkür ediyorum. Adınıza teşekkür ediyoruz kampanyaları düzenlenmeli.
şöyle resimleri geçelim de fideolara gelelim.
fidyolar
önce yorumsuz izleyelim=)
hohoho olay olay Beşiktaş diye bağırıyorlar.
sen tüm maç sus takımını hiç destekleme maç bitmeden Beşiktaş'î haykır.
en sevdiğimle de bitireyim.
.zul
http://www.tuik.gov.tr/secimdagitimapp/halkoylama.zul delirtti .zul.
nasıl köy kurulur?
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
İller İdaresi Genel Müdürlüğü
Sayı : İller İdaresi Gn. Md. 420.203/292 16.01.1987
Konu : Köy kurulması
.............................VALİLİĞİNE
İLGİ: 13.03.1980 tarih ve 440-419/1395 sayılı genelgemiz.
Bilindiği üzere köy bağlıları ile belediyelere bağlı mahallelerin köy olmaları konusundaki işlemler;
5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2 nci maddesine,
23.11.1979 gün ve 16818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sınır, Mülki
Ayrılma-Birleşme ve köy Kurulması-Kaldırılmasına ilişkin Yönetmelik” esaslarına,
3-İlgi genelgede yer alan hususlara,
Uygun olarak yürütülmektedir.
İlgi genelgede görüldüğü gibi uygulama sırasında tereddüt yaratan ve açıklanmasına ihtiyaç duyulan hususlar Bakanlığımızca yayımlanan genelgelerle belli esaslara bağlanmaktadır.
Bu sebeple, günümüzün değişen ekonomik şartlarına, kamu hizmeti anlayışına ve asayiş olaylarına bağlı olarak ilgi genelgede yer alan hususlara aşağıdaki şekilde açıklık getirilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
1-Bu güne kadar olduğu gibi, köy kuruluş işlemlerinde 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2 nci maddesinde yazılı esaslara bundan böyle de titizlikle uyulacaktır.
2-5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2 nci maddesinin uygulanmasına açıklık getiren “Sınır,Mülki Ayrılma-Birleşme ve Köy Kurulması-Kaldırılmasına İlişkin Yönetmelik” imizin uygulanmasına aynen devam olunacaktır.
3-5442 sayılı İl İdaresi Kanunun ve Sınır, Mülki Ayrılma-Birleşme ve Köy Kurulması-Kaldırılmasına İlişkin Yönetmeliğe uygun olmayan veya eksiklikleri tamamlanmamış dosyalar Bakanlığa gönderilmeyecektir.
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
İller İdaresi Genel Müdürlüğü
16.01.1987
Sayı : İller İdaresi Gn.Md
Şb.Md. :420.203/292
Konu : Köy kurulması.
4.5442 sayılı İl İdaresi Kanununda ve Sınır, Mülki Ayrılma-Birleşme ve Köy Kurulması- Kaldırılmasına İlişkin Yönetmelikte bulunmayan hususlarda olan;
A- Müstakil köy kurulacak bağlı ile asıl köyün veya kasabanın aralarındaki uzaklık en az 5 Km. olacaktır. Ancak sosyal ve kültürel şartların, emniyet ve asayiş olaylarının, baraj, göl, geçit, vermeyen dağ, ırmak gibi tabii engellerin ulaşıma imkan vermemesinin ve kamu hizmetlerinin gereği olarak Bakanlığımızca lüzum görülmesi hallerinde söz konusu uzaklık 5 Km. den daha az olsa dahi köy kurulabilecektir.
B- Müstakil köy haline getirilecek bağlının nüfusu asgari 500 olacaktır. Ancak (A) fıkrasında yazılı sebeplerle yine Bakanlığımızca lüzum görülmesi hallerinde nüfus miktari 150’nin üstünde olan yerleşim yerlerinde de köy kurulabilecektir.
Köy kurulması konusundaki dosyaların hazırlanmasında gereken titizliğe riayet edilmesini ve eksik dosyaların Bakanlığımıza gönderilmemesi hususunu önemle rica ederim.
Yıldırım AKBULUT
Bakan
DAĞITIM :
-67 Valiliğe
demesem içimde kalırdı.
19 Mayıs 2010 Çarşamba
17 Mayıs 2010 Pazartesi
16 Mayıs 2010 Pazar
uğ
bilica kazı yapmış kaz ölmüş
mb
11 Mayıs 2010 Salı
4 Mayıs 2010 Salı
giz.im vol2.
sen bana fazla iyisin
tnx niga
28 Nisan 2010 Çarşamba
En İyisi Sizsiniz
Çok hoş.
10 Nisan 2010 Cumartesi
sütaşkı bu
aslında beşiktaş'la ilgili yazacaktım. başlama niyetim oydu en azından. şampiyonluk yine bir şaibeyle bitti. hakem nerdeydi falan görmedim fakat çok açık ceza sahası içinde elle oynama var. hakemdir hata yapar benim aklım Mustafa Denizli'de. bu şampiyonluğu ne kadar fazla istediğini son 3,4 maçtır öyle iyi gösterdi ki. ama sen yaptın derler adama. sezon başında tatildeymiş gibi davran sonraları gaza gel.
neyse. sütaşkı.
3 Nisan 2010 Cumartesi
1 Nisan 2010 Perşembe
viva vlc!
BS Player'ı indirmeye çalışırken yan bilgisayarda F.E.A.R. 2 yüklendi. e ayıp.
yani en iyi ihtimalle 6, en kötü 7 tıklamada indirebildik alt tarafı media player'ı. he yüklerken ana sayfam bs player homepage olsun tarzı kutunun seçili gelmesini anlarım da yanındaki önerilir ibaresini anlamam. neyse bs player sevmeyiz.
29 Mart 2010 Pazartesi
28 Mart 2010 Pazar
120
Çavuş, "Allah muhtaç etmesin ama..."der ve arabanın alt kısmından tüfeğini çıkarıp havaya kaldırır.
"Düşman uykuda olsa bile, yiğit kuşkuda gerek derler hocam." Silahını aldığı yerine koyar.
"Kaldı ki düşmanın uyuduğu falan da yok hocam." Atına vurarak haykırır: "Deh! Tekerlekli tabudumun namerdi... Deh!..."
120 güzel bir filmmiş.
24 Mart 2010 Çarşamba
venü's
nükleer enerji karşıtıysanız sizi hiçbir şekilde ikna etme amacını taşımadığımı bilmeniz gerek. siz sokaklarda kredi kartı numarası için kitleyen, kendini oraya buraya zincirleyen, entel görünümlü düşünce engelliler: doğru formüllerle, yöntemlerle doğaya az zararlı, insanlığa muhteşem faydalı santraller yapılabilir. gelin destekleyin, ölmeden uçan araba görelim sonra ne bileyim venüs'e astronot indirelim falan.
21 Mart 2010 Pazar
18 Mart 2010 Perşembe
çünkü kızım ben.
geniş aile olmasaymış..?
16 Mart 2010 Salı
..t vs ...
sonra bu partinin başında olmak.
sonra iktidarda olmak.
ama ortada devletin olmaması.
enteresan.
14 Mart 2010 Pazar
çık artık o bedenden
evde bir yılı aşkın süredir dreambox olmasına rağmen benim bilgisayardan kablosuz şekilde uyduya bağlanıp muhteşem akıcılıkta tv'yi izleyebileceğimi yeni öğrenmem biraz acı olmuş. dreamstream e2 olabilseymiş möhteşem olacakmış fakat enigma 1 uyumlu mu yüklü mü neymiş uydu. o yüzden kaydedemiyorum. ama vardır bir yolu elbet.
çok sevdiğim hobimdir internet. milyon tane uydu forumuna ve oradaki trilyon başlığa bir türlü akıl sır erdiremiyordum. koca koca adamlar uydu konuşuyor gündüz gece. artık hepsine hak veriyorum. büyüğe süper oyuncakmış linux bazlı uydular.
çaki var. hala ruhunu özgürleştirmeye çalışıyor. ya da bedenini. farkmaz.
yol enteresan gerçekten. şöyle sanırım:
Yul Yula S. ve. Yüğ S.
yul, yula erkek için..
yüğ de kız için.
üç erkek kardeş için çıkış sıralarına göre "güneş, doğan, doğudan" koyulursa mis. her türlü.
11 Mart 2010 Perşembe
5 ykr
yukarıdaki ünvanların hepsini zorlarsam anlarım, aydın hariç. "biz aydınlar olarak..." diye başlayan insanlar var, emin olun bayan diyenlerden daha büyük bir korku yaratıyor bende. sayın feministler(gerçekten feminist olanlar içindir), yukarıda bayan konusunu çözdük gördüğünüz gibi. hiç düşündüğünüz anlamla o kelimeyi kullanmıyorduk, rahatsız olmuşsunuz bıraktık. biz erkekler kadınlar için nelerimizi nerelerde bıraktık ki bir kelime nedir yani. dur dur bağırma. siz de en az.. ya bir saniye delirme hemen güzel bir şey söyledim. hay allah neyse biraz da her sakal bırakan erkeğe ya da çirkinliğinden dolayı agresif davranan kadına(bak sözümde durdum) aydın denmesini dert edinin. çok daha anlamlı. çok daha faydalı. nasıl kime göre neye göre faydalı? nasıl bir ezber, nasıl bir... neyse gittim ben.
farklı mahallelerin köpekleri
5 konuk var diyelim televizyon programında. bir tane de moderatör. modere eden garibanım bir sunucu. ne konukları o seçer ne de başka boku. kavgayı, en vurucu yerden yakalayıp rtük'e dokundurmadan ve susan Türk halkının kanalı basmasına yol açmadan sürdürmekten başka görevi yoktur. bazılarının bundan bile haberi yoktur. haberi olmayana gariban salak, haberi olup da hala aynı şeye devam edene şerefsiz denir. argo değil normal sözlük anlamıyla.
konukların 4'ü aynı bokun farklıymış gibi duran, öyle durması esas meselemizi oluşturan artık fraksiyon mu dersiniz ne derseniz deyin öyle partilere, görüşlere üye insanlardan oluşur. görüşe üye olmak dikkatinizi çektiyse sevindim. çekmediyse yazdıklarımı ram'inizi cpu'nuzu son güçte kullanarak okuyun, emin olun faydanıza olacaktır. bunlar tartışır da tartışır kavga eder de eder köpekleşir de köpekleşir. işte o sırada 5. konuk alır sözü. içlerinde mantık nedir, nasıl kuruluru bilen tek kişi "düşüncesi yanlış da olsa" derdini anlatır adam gibi, program sonunda alacağı 1 dakikalık sözü bekler.
önemli olan dördü. tv8'de 8.gün diye program. dörtlümüz: nazlı ılıcak, akp şanlı urfa milletvekili, yeni dtp milletvekili ve candaş mı candar mı öyle bir yazar. belki hala yayın devam ediyordur yakalarsınız. nazlı ılıcak ve akp'yi birbirinden ayırabiliyor musunuz? ya da akp'yle bdp'yi? peki liberallerin onlara verdiği müthiş desteği de mi göremiyoruz? bir zamanın anavatan-doğruyol çatışması gibi aynı boku farklı cümlelerle kavga ettirip birbirlerinin oyunu artırırlar. chp istanbul milletvekili stüdyo dışından bağlanıp sorunun işsizlik olduğunu söyleyerek bir farklı ton daha açar bokta. televizyondan ümidimi kestiğim dakikalarda akp milletvekili mhp'ye kayıyordu eminim oradan bir sözcü de arayıp daha farklı bir lacivert tanımlar.
sizce 4 birbirinden çok alakasızmış gibi görünen partinin aynı hümanist görüş etrafından aynı şeyleri farklıymışcasına dillendirip kavga etmeleri ilginç değil mi? halkın onları birbirinden çok ayrı 4 fikirmiş gibi görmesini sağlamak mıdır o yüce gördüğünüz demokrasi?
akp'ye öneri: profesyonel yalak nazlı ılıcak, milletvekiliniz, bdp milletvekili, "liberal-milliyetçi"(!) yazarınız, ağzı var dili yok 5. konuk ve gariban sunucudan oluşan süper tezgah kurmuşsunuz iyi eyvallah da bir daha sunucuya "genel müdürünüz benim çok yakın dostumdur"u ağzından kaçırabilecek amatörlükteki şanlı urfa mv'nizi televizyona çıkarmayın.
program konuğu bdp milletvekiline öneri: ben hep dinlerim sizi, çok da zevk alırım böylesine bir hastalığı kapmış beynin ürünü olan lafları dinlemekten. anlıyorum ki partinizin dışa açılan iki derdi var. biri kürtçülük diğeri kadın hakları. kürtçülüğü geçip kadın meselelerine gelince neden yerelden bu kadar genele fışkırıyorsunuz? orada da yerel olun. berdel diyebilin mesela televizyonda. berdel berdel berdel. bakın ne kolay. işinize mi gelmiyor, yoksa o "Türkiye'yi zenginleştiren" kültürünüzün bir parçası olan kadın satma geleneğinizden mi utanıyorsunuz? utanmayın. ben sizi çok seviyorum.
lafı geçmişken sorayım, hiç şanlı urfa'nın neden "şanlı" olduğunu düşündünüz mü? yani "gazi" ve "kahraman" neden verildiği çok belli olan ve bariz sıfatlarken bir şehre neden şanlı dendiğini düşündünüz mü? hem de veriliş sebebi sayılan olaydan onlarca yıl sonra özal tarafından. önemli bulmuyorum fakat müdafaa-i hukuk'un kahramanlık gösterdiği her olay, olayın yaşandığı şehre mâl edilseydi emin olun kürt sorunundan çok hangi şehre hangi ön ad takılsın derdindeydik. müdafaa-i hukuk milislerinin iki aşiret yardımıyla(ki istatistiklere geçmeyen bir isyan da o zaman aşiret mensupları ve cemiyet arasında yaşanmıştır.)fransızları esir alması ve onları pusuya düşürüp öldürmesi "şanlı" bir eylem değildir. doğrudur, yapılması gerekiyordur ve yapılmıştır fakat asla "şan" kazandırıcı bir hareket değildir.
bu konuyu da şöyle basitleştirelim. fransızlar ne ileri ne geri gidebiliyorlar. kaynaklara göre katırlarını kesip yiyecek kadar aciz durumdalar. karşılarındaki düzensiz ordu, iş birliği etmiş(zoraki de olsa) milisler ve aşiret üyelerinden oluşmuş. böyle bir durumdayken istek belirten fransızların teslim şartlarından biri, onlar şehirden çıkana kadar 10 tane aşiret büyüğünün onlara eşlik etmesi. hani bahsettiğim mantık burada devreye giriyor. milisler ve aşiretler. ikisi de aynı çatı altında ve ikisi de "düşman". fransızlar kimi seçerek kimi düşman, kimi daha az düşman gördüklerini göstermişlerdir. yazmamın sebebi "daha az düşman"ların o güne göre daha büyük yüzdeyle yaşadıkları şehre, özal döneminde "şanlı" gibi çok büyük anlamlar içeren kelimenin ön ad olarak takılmasının enteresanlığını göstermektir. daha üst kurdakiler için ise, bu topraklarda gözü olanlar açısından "daha az düşman" bulunanların ve onların yardakçılarının bugün nasıl da yüksek yerlerde, nasıl da sürekli evlerimizde olduğunu göstermek, hatırlatmak içindir. bu mantığın tek kabahati fransızların ben onlarca yıl sonra böyle bir cümle kurayım diye aşiret reislerini seçmesi ihtimalidir. komplo teorilerini severiz, ama sadece içki sofrasında yaparız.
y.s.
9 Mart 2010 Salı
alatirik
MARDİN 72.66
ŞIRNAK 70.87
BATMAN 66.54
DİYARBAKIR 65.44
HAKKARİ 64.36
URFA 50.75
VAN 57.19
AĞRI 55.50
MUŞ 53.01
BİTLİS 44.68
SİİRT 38.65
....
...
..
.
SİVAS 6.44
TEKİRDAĞ 6.29
İZMİR 6.21
AFYON 6.17
ESKİŞEHİR 6.16
ERZİNCAN 5.94
BURSA 5.70
KOCAELİ 5.55
KÜTAHYA 5.37
BOLU 5.10
ISPARTA 5.14
UŞAK 5.00
MUĞLA 3.43
Ç.KALE 3.25
BİLECİK 2.89
KARABÜK 2.13
DENİZLİ 1.30
Kaçak kullanım oranı az olan bölgeler yüksek oranlı bölgelerdeki zararı azaltmak için kullandıklarından daha fazlasını öderler.
kaynak falan hep Tedaş 2009 Aralık sonu verileridir. hani milyon ispattan biri.
burada harita üzerinde de gösterilmiş.
5 Mart 2010 Cuma
nefes
ya da
...
- sen orada neyle mücadele ediyorsun? allah aşkına söylesene neyle mücadele ediyorsun?
- ne bu küçümser tavırlar ha? sen orada burda huzurlu uyumamı sağlıyorsun değil mi çok özür dilerim evet evet askerdesin sen.
- evet askerdeyim.
- doğru doğru ve ben bütün huzurlu gecelerimi buna borçluyum değil mi. haklısın.
2009 yapımı Nefes - Vatan Sağolsun'un tarafımdan düzeltilmiş versiyonu Çarşamba ve Cuma Kadir Has Üniversitesi D Blok Büyük Salon'da gösterilecektir.
3 Mart 2010 Çarşamba
güneş dönene kadar.
Şimdi de Hunların çadırı yerim,
Ocağım kül oldu ona ağlarım,
Dünyaya gelmemiş olmak isterim,
Yapağı eğirir keçe giyerler,
Gözüme bet gelir gönlüme kötü,
Koyunun kokmuş etini yerler,
İçemem bakırla sunulan sütü,
Davulu her gece döverler,
Dönerler ta güneş dönene kadar,
Fırtına bozkırda gök gibi gürler,
Yolları toz duman boğana kadar...”
mahrem fikir?
-...Savcı(Kazım Alöç) beğenmese de, bütün dünya hoşlanmasa da ben böyleyim işte… (Kimseye okutmadığım)Vasiyetnameyi suç saymak insanların beyinlerinden geçen düşünceleri suç saymaya benzer. Acaba Kâzım Alöç yirmi üç maznunun kafalarında kendisi için dolaşan mahrem fikirlerden dolayı da herhangi bir kanunî maddenin tatbikini isteye bilir mi?...
Nihal Atsız
Usulü daha güzel olamazdı. Retorik konusundaki fikirlerimizin uyuştuğunu düşünüyorum. Hepsini okuyabilseydim genel olarak "yazma, konuşma" olarak da benzer bulurdum ki bu çok önemli.
1 Mart 2010 Pazartesi
tüken Dergi
"...
Ayrıca, yalnız güneylerdeki Irak kuvvetleriyle çarpışan bu Kürtlerin bir de kuzey kolorduları bulunması, kuzeylerdeki Türklere karşı niyet ve maksatlarını açığa vurması bakımından ilgi çekicidir. Bundan başka, sırf Irak ordusunun beceriksizliği yüzünden dağlarda tutunmayı başaran bir eşkıya reisini milli kahraman diye tanıtarak kürtçülük propagandası yapmak Türkiye’deki kürtçülüğü körüklemek olacağı için hükümet bunun üzerine eğilmelidir. Çünkü gaye ve karakter bakımından 1967’nin Molla Mustafa Barzani’si ile 1925’in Silvanlı Şeyh Said’i arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de bağımsız Kürdistan davası peşindendirler. Şeyh Said’i İngilizler kışkırtmıştı. Molla Barzani’yi de Ruslar kışkırtıyor. Kürt bağımsızlığı, perdenin göstermelik tarafıdır. Perdenin arkasında yabancı devletlerin çıkarı vardır ve Kürtler maşadan başka bir şey değildir. Farzı muhal bağımsız olsalar bile Türk’e ihanet edip de ayrılan Araplar’ın başına gelenlerin daha korkuncu Kürtlerin başına gelecektir. Kürtlere göre çok kalabalık, medeni ve mazisi olan Arapların durum Kürtlerin gözünü açmalıdır. Araplar, Yahudilere yenilseler de ortadan kalkmazlar. İptidaî, mazisiz ve azlık Kürtler ise yarın medeni ve teşkilatı Ermenilerin karşısında yok olup giderler.
Doğan Kılıç Şıhhasananlı, Amerika’da kaldığı süre içinde herhalde modern propaganda usullerini iyi öğrenmiş olmalıdır. Çok fakir bir malzemeye dayanmasaydı daha çok başarı sağlayacağı muhakkaktı. 9 Mart 1967 tarihli tefrikada silahlı, güzel bir kız resmi var. Çekik gözleri, çıkık elmacıklarıyla bu kız Orta Asya Türk’ü olduğu derhal anlaşılan bu kız resminin altındaki açıklamalardan Margaret adında Hırıstiyan bir Kürt olduğunu ve savaşlarda büyük kahramanlık gösterdiğini, adının cihana yayıldığını öğreniyoruz. Hepsi iyi ama bu kızın Kürt olduğuna dair noter senedi veya Anayasa Mahkemesi kararı getirseler yine kimse bu kızın Kürt olduğuna inanmaz. Çünkü o tipik bir Özbek veya Kırgızdır. Böyle Kürt, hele böyle güzel Kürt olmaz. İstanbul’daki on binlerce Kürt vatandaşımızı göre göre Kürtler hakkında görgüye dayanan bir kanaatımız olduğu için Margaret’in Kürt olduğuna inanmakta mazuruz. Olsa olsa Moskoflar tarafından Barzani’ye sekreter diye verilen bir ajan kontrolcu olabilir.
..."
(19 Ağustos 1967)Ötüken Dergisi, Eylül 1967, Sayı: 45
26 Şubat 2010 Cuma
güzel hayat
20 Şubat 2010 Cumartesi
zenits'ten suriyeli'ye boru
Nasıl yani bir e-devlet sitesini, sistemini ortalama 760bin avroya mı satmış? fiberoptiğini de mi kendi döşemiş bakanlık binaları arasında? yani eğer öyle değilse buradan beni okuyan 21 milyon suriyeliye sesleniyorum. diyorum ki bu zenits sizi ayakta şaapıyor. ama emin de değilim. yani bu ayki para dergisi böyle yazmış ama ne dergide ne de zenits web sitesinde bu projelerle ilgili bir şey yok. fekat bu firmanın başı aynı zamanda suriye-tr bilmem ne başkanıymış. hani kıllandım.
in konklujın eğer veriler doğruysa ikinci derste bıraktığım arapça derslerine tekrardan başlamanın, rızkımı 300-500 bin avroluk e-devlet projelerinde aramamın zamanı gelmiş demektir.
son bir veri: allahın arabı bile "selamın aleyküm-aleyküm selam"ı bizim kadar kullanmıyor.
ciddin deden
bulduğumda ilk olarak "sosyalleşmek, köpekleşmektir" isimli yazımı yazacağım.
evdeki hüzün duvarlarda rutubet yapacak
hiç dinlememişim demek ki adam akıllı. her ismin metafor olduğunu düşünerek dinleyince muhteşem bir hikaye anlatıyor.
verebileceğim tek kopya: siirt'e sürülmüş düzgün bir memurun hikayesi.
18 Şubat 2010 Perşembe
kti
y.s.
14 Şubat 2010 Pazar
Ll?
13 Şubat 2010 Cumartesi
kur
12 Şubat 2010 Cuma
dex
7 Şubat 2010 Pazar
mürsel süper lig
ayrıca(demesem olmaz),
435 nolu yerde bir bilet 1340 dolar. yuh demek serbest, değil mi?
6 Şubat 2010 Cumartesi
bibi
kontör lazımdır tabi
ayrıca
"Aşk varsa kalbinde koyun sana yar gelir,aşk yoksa kalbinde yar sana koyun gelir." NİHAT DOĞAN
ben buradaki sallanan kuyruğu da anca gördüm.son ayrıca
bu lafın altına bu linki veren canı da tebrik ediyorum.
haykırmak istiyorum
asker(paketi)
genel kurmay başkanı
mareşal
darbe yapan mareşal
diktatör(biraz farklı modeli)
bilgisayar mühendisi
ressam(tabii ki dijital çizen)
20-25 tane tutan web girişimi
bir mizah, bir teknoloji, bir de "yiğit" temalı dergi sahibi
c++ programcısı
c# programcısı
php programcısı
sql eeüü programcısı gibi
pilot
fizik profesörü
düşünür(en kebabı)
mucit
"büyruuoon" diye bağıran dönerci kapısında bekleyen adam
dünyayı ele geçiren
dünyayı yöneten
ilk uzay savaşı komutanı(mareşallik için gereken son savaş bu)
yol gösterici
inşaat mühendisliğinde ve -bilinen- fizikte çığır açan kişi
büyük uluslararası firma CEO'su
gece bekçisi
hacker
cracker
"cin"in yaratıcısı
vefa eğitim kurumları genel müdürü
yiğit yetiştirme merkezi(isim değil de slogan hazır: eğitim değil, öğrenim!) kurucusu ve yöneticisi
video art sanatçısı
yönetmen
görüntü yönetmeni
sesçi
ışık şefi
keman, org- piyano, gitar(e,b), kanun, ney, bağlama, çümbüş çalan kişi.
chiptune müzik yapan adam
chiptune müzik yapan grup kurucusu
dünyanın en büyük dolandırıcısı
parça kontör satan kişi
araba yarışçısı
halk ozanı
tarihçi
gizli örgüt kurucusu
üniversite sahibi
yapımcı
televizyonda sabah programı yapan kişi
bakan(tercihen sırasıyla baş, kültür, teknoloji)
türkiye'nin en büyük teknoloji geliştiren firmasının sahibi
yukarıdaki firmanın sanal zeka departmanının müdürü
baharatçı
medya patronu
uyuşturucudan alınan hazzı artırıcı ürünler tasarlayan kişi
dünya starı gibi bişeyin imaj mekırı
cumhurbaşkanı
Beyrut'ta osmanlı restoranı işletmecisi
Lübnan'da cumhurbaşkanı, genel kurmay başkanı
rtük başkanı
süper kahraman(mümkünse doğuştan gelen bir süper yeteneği olmayan. betmen gibi.)
ırkçı önder
türkçü yazılar yazan yazar
akademisyen
big bradır(tam anlamıyla)
---
en önemlisini unutmuşum.
güzel bir aile sahibi, güzel baba
aslında yukarıdakilerin neredeyse hepsi 5'e 10'a bölünüyor içlerinde. yani her maddeye en az 3-5 cümle açıklama gerekirdi ama bu kadarı adam olana çok bile. su akarken biz içeriz. ayrıca liste güncellenecektir. ilk yazımda big bradır sondadır. ayrıca maddeler kronolojik olarak karışık gitmektedir. halbuki hepsi bir bütün. o yüzden zamandan o kadar da emin olmayın diyorum.
5 Şubat 2010 Cuma
4 Şubat 2010 Perşembe
bu bir.
sizlere ilk öğüdümü veriyorum artık kopyalar mısınız ekran görüntüsü mü alırrsınız bilmiyorum. alırsınızdaki hatayı da yüzyıllar sonra beni bilen, araştıran insanlara bir hava atma, bilmişlik taslama fırsatı doğsun diye yapıyorum. şöyle diyecekler: Yiğit m.'in ilk öğüdünde bir dilbilgisi mi artık ne boksa öyle bir hata var.
sakın fikrinizi bir ortamda söze getirirken "bence" demeyin. ne hikmetse son 2-3 aydır kafama dayanan bu retorik mevzusundan nefret etmeme rağmen bu konuda bir öğüt verme gereği hissettim. peki neden bunu demiyorsunuz? 1- bence kelimesini duymak bana dünyadaki en büyük acıları tattırıyor. 2- embesil gibi gözüküyorsunuz. 3-dediğiniz şey "bu dediğimden emin değilim, yanlış çıkarsa 'heeaa bence dedim zaten' der yırtarım" mesajı veriyor. galiba retorikle alakalı kısmı burası. tuttu mu emin değilim. ve bu durumu cins bir psikolog edasıyla yorumlarsam "kişinin kendine olan güvensizliği" derim. bu kötü bir şey mi? evet. bir öğreti mi geliyor? doğru bildiniz yazılı ilk öğretim ("yatılı i.ö." gibi espriler yapanlar kendilerini kaybolmuş zihinlerden saysınlar. ama bir yanlışlık olduğu düşünülüyorsa utançla geri dönülebilir.) şudur: "hepiniz, istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. bu sizde hep vardı". hayır hayır sakın ilk aklınıza gelenin doğru olduğunu ve anlatmak istediğimin anladığınız şey olduğunu sanmayın. öğrenime yeni başlıyorsunuz...
işte buradaki yanlışı düzeltelim diyorum ceren. yazmazsan unutacaktım. tüm yazının hepsinin yanlışlığını diyorum. of evet. anlatıcı etkisi. önemliymiş yeni anladım.
ve birşey yazarken bile kafamı toparlayamamam ve tüm paragraf sonlarını açık bırakıp aynı anda yazının üç dört farklı yerinden yazmam? vedat özdemiroğlu'nu eminim hepinizden çok seviyorum. he bir saniye yukarıda yazdıklarım bir mizah yazısı değil. aman diyorum. yakın evrenlerdeki yakın ama farklı yiğitler. sadece yazıp bitirdikten hemen sonra aklıma geldi unutmayayım diye bu yazının altına yazıyorum.
son olarak demeliyim ki mizah yazmayı çok özlemişim. bir üst paragraftaki korkuyu tekrarlıyorum.
3 Şubat 2010 Çarşamba
oku bakayım meyidaan..
Canım bak ikidir sabahın köründe uyandırıp o enteresan aksanınla beynime kısa devre yaptırıyorsun. Tamam biznıs çevresinde o saatler normal sayılabilir ama ben sadece biznısın çevresindeyim. Zaten numunelerin bok gibi çıktı, gurur duyacağım ilk ithalatımın tarihi ertelendi. Neyse öpüyorum tüm Fin Soy çalışanlarını. Buralar da soğuk, karlı. Lütfen beni bir daha öğle yemeğini yemeden arama.
Kind Regards,
Y. m. S.
2 Şubat 2010 Salı
halay sonu
-----------------------------------------------
Blogger Template Style
Name: halay başı
Designer: Yiğit Sevinç
URL: www.yigitsevinc.com
Date: 13 Ekim 2008
----------------------------------------------- */
artık ölü. ie 6 hiç gösteremiyor. diğerleri de ıkınarak. okuyabilen için bir defa daha tekrarlayayım. internet firefox'la güzel. yarına bi baştan bakmak gerek.
düzeltme: şimdilik eski bir yedekle değiştirildi.
motor gücü
31 Ocak 2010 Pazar
29 Ocak 2010 Cuma
ayakkabıyı unutmayaydım..
28 Ocak 2010 Perşembe
y.g.
Ayrıca 5000 yıllık kürt kültürünün en büyük temsilcisi nihat doğan "şarkı söyleyen ve birek bans yapan barzo" isimli gösterisiyle flash tv'de. kaçırmayın bence.
24 Ocak 2010 Pazar
yol
onun dışında size 1 şubata kadar eğlenesiniz diye borat'ı getirttim. i like music der ara sıra. burası bir hafta nadasa yatarken ben de aynısını yapayım da işleri, kafayı yoluna koyayım.
ayrıca neler yapmışım ben bu temaya bok götürüyo body için üç tane bekgıraund olur mu? olmaz.
23 Ocak 2010 Cumartesi
i kelp turkiya
22 Ocak 2010 Cuma
21 Ocak 2010 Perşembe
18 Ocak 2010 Pazartesi
13 Ocak 2010 Çarşamba
11 Ocak 2010 Pazartesi
10 Ocak 2010 Pazar
yee
9 Ocak 2010 Cumartesi
8 Ocak 2010 Cuma
bir barzo sevdim
iiygd
genelde genellemeler doğrudur. "yok yanlıştır bu genelleme" demek ve zorlamak iddialı. bence güzel de. ideal bir güzellik. yok ideal olduğundan güzel galiba. böyle yersiz tartışmaya girecek değilim. sonuçta sonundaki acı çok keskin. sadece "ittir ittir yine de genellemeler doğrudur" isimli dijital resim çalışmama bir iki gün içerisinde başlayacağımı, ygtsvnc.cm da sergileyeceğimi duyuruyorum.
13:10
"Çok değerli Vefalılar;
NTV Spor kanalında yayınlanan "Yenilsen de Yensen de" programının bu haftaki konusu Vefa Spor olacak, ve yaklaşık 2 saat sürecek programda sadece Vefasporumuz konu edilecek.
Uzun süredir ertelenmesine rağmen peşini bırakmadığımız bu
programa Vefa Spor taraftarlarını temsilen Uğur Dündar,Müjdat Gezen,vefakar taraftarımız Melkon Amca ve ben katılacağız.
İlgi ve bilgilerinize sunarım.
Sevgi ve Saygılarımla ,
Ufuk Aşıcıoğlu"